ANNE/BABA ÇOCUK BAĞLANMASI

ELİFCAN ÖZTÜRK ( Uzman Psikolog / Psikoterapist )



Bağlanma dediğimiz süreç bebek doğmadan önce başlar, doğumdan sonra uzun bir süre de devam eder. Anne ve babanın çocuk dünyaya getirme fikri ise bunun temel taşını oluşturmaktadır. Duygusal anlamda ebeveyn olmaya hazır olan kişiler hayatlarında var olmasını istedikleri yeni bireye pek çok anlamda yer açarlar. Bireyin var oluşu, yaşamda varlığının taşıdığı anlam bu bağlanma süreciyle başlar.

İstenen ve arzulanan bebek 9 ay boyunca anne karnındayken beklenir. Bilinç düzeyinde olmasa da bebek ne kadar hevesle ve keyifle beklendiğini anne ve babasının seslerini duyarak, sevgiyi hissederek almaya başlar. Dünyada var olmamızın harika bir durum olduğu fikri, bağlanmanın anne karnındaki sürecinde oluşur. Bu başlangıcı ise doğum devam ettirir.

Dünyaya doğuyor olmak, küçük bir bebek için oldukça tekinsiz ve kaygı uyandırıcıdır. Tüm temel ihtiyaçlarımız anne karnında otomatik olarak karşılanırken oksijeni fark ederiz, uzun bir süre bulunduğumuz sıcaklıktan çıkarak tenimize değen havayı ve ısısının değişebileceğini hissederiz. O güne kadar duyduğumuz huzur verici anne karnı sesinden çeşitli gürültülerle karşılaşırız. Tüm bu yabancılık karşısında sakinleşebilmemiz ve kendimizi güvende hissedebilmemiz için gereken tek şey tanıdıklık duygusudur. Bunu da ilk başta annemiz, sonrasında babamız bize sağlar. Bağlanmanın hizmet ettiği en temel durum; güvende olmaya devam ettiğimizi bize fark ettirmesidir. Anne bunu sağlayacak temel rolde olsa da değişmeyen, sakinleştirici bir bakım verenin varlığı da yetebilmektedir.

Bizi hayata bağlayan ‘bağlanma’ süreci bu şekilde başlar. Sürdürülüyor olması ise artık bebeğin ihtiyaç duyduğu şeylere ulaşmasının sağlanmasıyla mümkündür. Sıcakta tutulmak, acıktığında doyurulmak, sıkıntı hissettiğinde gaz çıkarmasına yardım etmek gibi pek çok yaşamsal faaliyet bağlanma süreci için oldukça gerekli fakat kesinlikle yeterli değildir. Varlığımızın değerliliği ve arzu edilebilirliği, bize bakım veren ya da ebeveynimizin sürekli ilgi, sevgi ve şefkatine bağlıdır. Her halimizle kabul edilmek ve ne olursa olsun sevilmek, bize alan açarak problemlerimizi çözmemizde yardımcı olmak, olumsuz duygularımızla başa çıkabilecek güçlülükte birinin varlığı, ‘iyi ki’ dünyaya geldiğimizin hissettirilmesi; sağlıklı bağlanma sürecinin sayılmayacak yollarının sadece bir kaçını oluşturmaktadır. Fizyolojik ihtiyaçların düzenli karşılanması kadar duygusal ihtiyaçların da karşılanabiliyor olması ‘ var oluşumuz’ un yapı taşlarıdır.

Uzm. Psk. Elif Can Öztürk

Scroll to Top